28 Nisan 2013 Pazar

La Roche Posay Anthelios XL SPF50 Güneş Koruyucu

Günaydın.. Güzel geçen bol güneşli bir haftasonundan sonra yeni haftaya enerjik başladığımızı umudediyorum;) Okadar soğuktan, yağmurdan, karanlık kasvetli havalardan şikayet ettikten sonra birden gelen sıcaklarla nekadar keyfim yerine geldi tahminedersiniz herhalde:)
 Bu gün size havalarda ısınmış, güneş iyice yüzünü bize göstermişken güzel bir güneş koruyucu üründen bahsetmek istiyorum.

Onunla ilk tanışmam, yıllar önce dermataloğumun yaptığı kimyasal peeling seanslarından sonra oldu. Biliyorsunuz peeling işlemiyle cilt yenilendiği için lekenmeye çok müsait oluyor ve mutlaka iyi bir güneş koruyucu kullanmanız gerekiyor. La Roche Posay Anthelios XL SPF50 lik güneş koruyucusunu ilk o dönem aralıksız kullanmış ve hiçbir sorunla karşılaşmamıştım. İki yaz önce farklı bir markanın güneş koruyucusunu kullandım ve göz altlarımda, dudak üzerinde kahve rengi lekeler oluştu. İnanın yüzde oluşan bu lekeler çok sinir bozucu oluyor. Açık renk tenliyim, ilginçtir yazın oluşan bu lekeler kışın kayboluyor. Bende bu sene tedbirimi alıp erkenden La Roche Posayın 50'lik koruyucunu alıp kullanmaya başladım. Hernekadar kullandığımız günlük nemlendirici kremlerimiz ve  makyaj malzemelerimizde güneş korucuyu olsada mutlaka ekstradan cildimizi güneşten koruyan profesyonel ürünlere ihtiyacımız var.

Sadece lekeler için değil,cildimizin çabuk yaşlanmasını önlemek içinde kullandığımız güneş kremlerinde bazı özelliklere dikkat etmek gerekiyor.. Güneş kremi alırken UVA ve UVB ışınlarına karşı mutlaka etkili olması gerekir.Peki nedir UVA, UVB?
UVA, uzun dalga boylu güneş ışığıdır ve cildin derinlerine nüfuz edebilir. UVA ışınları güneş yanığı yapmamasına karşın, uzun vadede cilt kanseri ve deri yaşlanmasına neden olabilir.
UVB, kısa dalga boylu güneş ışığıdır ve bu ışınlar güneş yanıklarına ve deri kanserlerine yol açabilir. Bu nedenle güneş kreminiz hem UVA hem UVB ışınlarına karşı koruyucu olmalı.

Gelelim La Roche Posay Anthelios XL spf50 güneş koruyucusuna, ebatı çok küçük görünsede oldukça akışkan bir yapısı var. Çok küçük bir miktar tüm yüzünüze yetiyor. Bence en büyük dezavantajı eğer biraz fazla sürerseniz yüzünüzde bıraktığı beyaz leke (yoğurt sürmüş görüntüsü:) Bunun dışında yağsız bir yapısı var, asla akne yapmıyor. Nemlendiricinizin üzerine uygulayabileceğiniz gibi, yağlı bir cildiniz varsa direk hem nemlendirici hem koruyucu olarakda kullanabileceğiniz bir ürün. Ürünün buğday tenliler için SPF30 olanıda mevcut. Biliyorsunuz zaten La Roche Posay dermokozmetik bir ürün, bu nedenlede gayet güvenilir buluyorum,benden tavsiyedir;)

Gelelim ürün özelliklerine;

Çok açık renkli ve güneşe hassas ciltlerin korunmasında kullanılır. Güneş ışınlarının yol açtığı güneş yanıkları ve lekeler gibi görünen zararların yanı sıra; cilt kanseri, erken cilt yaşlanması ve ciltteki DNA'nın bozulması gibi gözle görülmeyen zararlara karşı korunmada etkilidir.


Anthelios, UV ışınlarının neden olduğu cilt yaşlanması, cilt hasarları ve fotodermatitlerden korunmak amacıyla formüle edilmiştir. Bu amaçla çok yüksek UVA koruması sunmaktadır (UVA: IPD: 80 - PPD: 28). Öte yandan SPF 60+ değeri ile güneş yanıklarının oluşmasına karşı da yüksek koruma sunmaktadır. Anthelios , UVA ve UVBnin zararlı etkilerine karşı patentli kombinasyonu içermektedir. Yağsız ve kolay uygulanabilir bir üründür.
İçerdiği filtre sistemi fotostabildir. Foto, İmmünosüpresyon, Lupuz Eritematozu ve Polimorf Işık erüpsiyonunda %1OO koruma sağladığı klinik olarak ispatlanmıştır. Komedojenik değildir. Su geçirmez. Güneşe karşı tam koruyucudur. Çinko Oksit ve PABA türevlerini içermez. Opak filtre olarak TiOî ile desteklenmiştir.



Sevgiler..







27 Nisan 2013 Cumartesi

Kozmik Bakım Çekiliş Haberi!

Merhaba arkadaşlar. Çok sevdiğim ve zevkle takip ettiğim sevgili kozmik bakımın blogunda, çok güzel bir çekiliş var. Blogunda sağlık, diyet, bakım ile ilgili çok faydalı bilgiler var. Eğer hala ziyaret etmediyseniz mutlaka ziyaret edin derim sonra zaten benim gibi bağımlısı olacaksınız;) Verdiği tarihlerde uyguladığım bakımlardan ben çok fayda görüyorum, sizlerede tavsiyemdir. Aynı zamanda blogunda çok güzel bir çekiliş var, mutlaka katılın derim..
Çekilişe katılmak için;
http://kozmikbakim.blogspot.com/2013/04/kozmik-bakm-cekilisi.html tıklamanız yeterli.

Haftasonunuz güzel geçsin..
Sevgiler..

26 Nisan 2013 Cuma

La Roche-Posay Toleriane Dermo Nettoyant ( düşük toleranslı ciltleriçinmakyaj temizleyici)

Günaydın, hayırlı cumalar herkese.. Günlerden cuma, hava mis gibi, bol güneş, sıcak.. çok mutlu olmam gerekirken değilim malesef, canım dedem yoğun bakımda ve ben çok üzgünüm, Allah'tan tüm hastalar için acil şifalar diliyorum..

Bu gün size tanıtacağım ürün bana denemem için testerı gönderilen La Roche Posay'ın düşük toleranslı hassas ciltiler için makyaj temizleyici losyonu. Ürünün vaadleri;

 La Roche Posay’in yüksek toleransa sahip parfüm içermeyen formüllü, makyaj temizleyici ürünüdür. Düşük toleranslı ciltlere özel geliştirilmiştir. Rahatlatıcı ve yatıştırıcı La Roche Posay Termal Suyu içerir. Suya dayanıklı makyajı kolaylıkla temizler.

Suya duyarlı çok hassas ciltlerin makyaj temizliğinde kullanılır.
Hem yüz hem de göz çevresi için kullanabileceğiniz Dermo nettoyant cildinizde irritasyona yol açmadan temizleme yapar. Cildi tüm kir, yağ ve makyajdan arındırarak temizler. Derinlemesine temizlenerek arınan cilt, rahatlar ve ferahlık kazanır. Aynı zamanda cildi besleyerek cilde kadifemsi bir yumuşaklık verir. 

Ben bu ürünü bir haftadır kullanıyorum. Hassas, alerjik bir cilt yapım var. Günlük hayatımda allık dışında cildimi kapatan herhangi bir ürün kullanmıyorum ama göz makyajımda eyeliner, far, rimel üçlüsünü mutlaka kullanırım.Dolayısıylada makyaj temizleme losyonları benim için önemli. Bu ürünü sevdim diyebilirim. Ben hala niveanın makjay temizleme losyonunu tek geçsemde, La Roche Posay da alıp tekrar kullanacaklarım arasına girdi, benden tavsiye olunur..

Şahane bir haftasonu dilerim..
Sevgiler..




24 Nisan 2013 Çarşamba

Flormar matte terracotta eye shadow/ Flormar terracotta powder

Gunaydin, iki günlük bir aradan sonra bugun herkese yeniden merhaba diyorum:)

Bugün lafı fazla uzatmadan size harika 2 ürün tanıtacağım. Birincisi benim favorim, rengine, sürümünün rahatligina, cildimde biraktigi porselen goruntusune ve kattigi isiltiya bayildigim bir pudra olan Flormarın terrecotta pudrası. Eğer cildinizde hafif ışıltılı aydinlik bir görüntüyü seviyorsaniz, cildim porselen gibi puruzsüz ve parlak olsun diyorsaniz bu pudra tam size gore;) cilde okadar guzel bir canlılık katıyorki asla parıl parılda parlamıyorsunuz merak etmeyin;) Ben beyaz tenliyim,20 numarasını, kabuki pudra fircamla uyguluyorum. Mutlaka bir flormar standına gittiginizde deneyin derim, benden tavsiyesi;)


Gelelim diger favori urunum olan Flormar matte terracotta eye shadow umuza:) Aslında adı üzerinde bu bir göz farı. Ama ben o niyetle almadım kendilerini:)) Rengini ve parlakligını görünce harika bir aydinlatici olacagini dusenerek aldim ve umdugum gibide oldu;) Ben çoğunlukla amacının dışında kullansamda göz farı olarakta kullanmayi seviyorum. Bukadar işe yarayan bir farıda size tavsiye etmesem olmazdi;)

Gününüz güzel geçsin, sevgiler..













21 Nisan 2013 Pazar

SELÜLİTLERLE MÜCADELE DOSYASI-İKİ UCUZ YÖNTEM!

Yağlarla İncelme!

Günaydın, yepyeni bir haftaya merhaba dediğimiz bu günde, selülitle mücadele yazılarıma kaldığım yerden devam ediyorum. Bu gün size oldukça ucuza maledebileceğiniz iki yöntemden bahsetmek istiyorum. Aslında herikiside aynı şey sadece biri diğerinin içerik olarak biraz daha kapsamlı olanı:)

Daha önceki yazılarımdada belirttiğim gibi, dolaşım bozukluğundan kaynaklı selülit sorununa ,masaj lenf drenaj etkisi gösterip oldukça iyi geliyor. Bununla birlikte size önereceğim iki yöntemde denenmiş faydaları kanıtlanmış, selülit kremlerine alternatif,onlara yığınla para ödemektende kurtaran yöntemler;)

Birincisi aktarlardan çok ucuza temin edebileceğiniz biberiye yağıyla yapılan masaj. Temiz cilde (yosun sabununu mutlaka kullanın) biberiye yağıyla masaj yaptıktan sonra, streçfilmle masaj yaptığınız bölgeyi sarın. Eğer yapabiliyorsanız (bu etkiyi ikiye katlayacaktır) yürüyüş yapın ve bol su için. Düzenli olarak hergün, 3 hafta devam edin.

Diğer yöntemde aynı olmakla birlikte içerisine koyulan yağlar daha çeşitli. Özellikle Ender Saraç'ın tavsiye ettiği bu yağ karışımıyla 3 hafta içerisinde sonuç  almak mümkün. E ne duruyoruz ozaman değilmi? Havalar öyle demesede, takvime bakarsak yaza çok az bir vaktimiz kaldı, çabuk olmakta fayda var..

Hazırlanışına gelirsek;

Malzemeler: * 1 tatlı kaşığı susam yağı * 10 damla kekik yağı * 5 damla biberiye yağı * 10 damla portakal yağı. Hepsini bir kapta karıştırıp, yine sorunlu bölgelere ve temiz cilde dairesel hareketlerle çok sert olmayan bir masajla uygulayıp, streçfilmle sarıp yapabildiğimiz kadar yürüyüş /spor yapıyoruz. Yine bol su tüketmeyi unutmuyoruz.

Ben bir süreliğine  biberiye yağı+spor denemeye karar verdim. Yosun sabunumu, kabak lifimi ve biberiye yağımı aktardan aldım. Bu akşamda uygulamaya başlıyorum. Umarım düzenli yapabilirim, istikrarlı olursam yaza kadar yüz güldürücü sonuçlar alacağıma eminim. Hadi bakalım hepimize kolay gelsin:)

Sevgiler..

19 Nisan 2013 Cuma

SELÜLİTLERLE MÜCADELE DOSYASI-KREMLER!

Avon/Nivea/Elancly

Cumaydinnnn:)) Bakın yine geldi haftasonu, sizlerde benim gibi cuma severlerdenmisiniz:)) Şimdiden herkese gönlünce geçirebileceği şahane bir haftasonu dilerim..

Gelelim selulit dosyamizin bu haftaki son konusu olan, selulit kremlerine. Arkadaşlar haricen kullanılan hiçbir ürün (jel, krem, yağ vs.) selulitleri iyilestiremez. Kremlerden boyle bir mucize beklemek sadece fazla iyi niyet göstergesi olur:)) Ama gercek olan birsey varki masajlarla birlikte duzenli selulit kremi kullanmak beraberinde yapilan diyet ve sporla birlikte cok daha kısa surede sonuca ulasmamizi sağlar;) Genel olarak tüm selulit kremleri sabah/aksam temiz cilde masajla birlikte uygulandiginda 2 haftanin sonunda cilt tonunda duzgunlesme, sikilasma ve portakal kabugu gorumununun azalmasini sağlıyorlar. Benim favorilerimden 3 ürünü bugun sizlere tanitip tavsiye edecegim;)

Birinci favorim, avon kataloglarinda herzaman bulunmayan "Avon Lazer Shape". İçerisinde hem jel hem kremi bir arada bulunduran bu kremi sabah/aksam duzenli kullanmak sart. Neden seviyorum? Hem cilt tonunu duzgunlestirip selulit goruntusunu duzeltmeye yardimci oluyor hemde ayni zamanda sıkılastirma etkisi var. Bir taşla iki kuş yani;)

İkinci favori urunum" Elancly Cellulite Offensive". Seviyorum çunki 14 gunde 2-3 cm incelmeyi vaadediyor ve bence basariyorda;) gunde sadece 1 kez surmenin yeterli olmasida benim icin buyuk avantaj!

Uçuncu favori urunum "Nivea good-bye cellulite". Niveanin sikilastirici vucut kremlerinide cok seviyorum. Bu urunun artisida masaj gerektirmemesi.

Yalniz soyledigim gibi arkadaslar , bu kremlerden mucizeler beklememek gerektigini unutmayalim. Bol su icelim, bol bol yuruyelim, spor yapalim. Üç beyazdan uzak duralim, yediklerimize dikkat edelim;) Bu tür ürünleri sadece amacımıza giden yolda bizlere yardımcı olacak birer araç olarak kullanalım;)

Bu haftalık bukadar, gününüz güzel geçsin!
Sevgiler..

17 Nisan 2013 Çarşamba

SELÜLİTLERLE MÜCADELE DOSYASI (LPG)

LPG TEKNİĞİ

Günaydınlarrrr, herkes nasıl bu sabah? Ben güne güzel uyandım ve güzel geçeceğini ümitediyorum. Umarım sizler içinde keyifli bir gün olur..

Bu gün selülitlerimle yaptığım savaşlardan bir diğerini LPG masajını sizlere anlatmak istiyorum. Burada hem yararlı olan hem olmayan (benim denediklerim arasında) uyguladığım tüm yöntemleri sizlerle paylaşıyorum. Malum yaz kapıda, selülit bir çoğumuzun kabusu:( Tatil, deniz sezonu açıldığı zaman karaları bağlamadan önce birşeyler yapmak şart. Benim geleneksel bilmemkaçıncı selülitle mücadele ve diyet/spor sezonum bu hafta itibariyle açılmıştı bildiğiniz üzere. Henüz dünki yazımdada belirttiğim gibi tam randımanlı bir diyete başlamadım. Şimdilik bol su içmek, hareket etmek, yediklerime biraz dikkat etmekle başladım. Çabuk sıkılan biri olduğum için devamlılık adına böyle yavaş yavaş hayatımdan zararlı-kilo yapan şeyleri çıkarmak beni mortive ediyor açıkcası.

Seneler önce tanıştım Lpg masajıyla. Ozamanlar kavitasyon, radyofrekans, soğuk lipoliz vs. diğer yöntemler yoktu henüz:) Doğumdan sonra kilolarımı verebilmiş hatta eskisindende zayıf olmayı başarabilmiştim. Ne yazıkki selülitlerim yerli yerindeydiler hezamanki gibi. Tam hatırlamasamda sanırım 8-10 seans arası almıştım. Faydası oldumu? Kesinlikle.. Zararı oldumu? Kesinlikle...

Önce lpg nedir ondan bahsetmek istiyorum, bir tür vakumlu masaj tekniği aslında. Güzellik salonları, klinik vb.yerlerde estetisyenler tarafından uygulanan bir yöntem bu. Şimdi yeni nesil lpg cihazları çıkmış, onlar hakkında çok detaylı bilgiye sahip değilim açıkcası. Uygulama başlamadan önce tüm vucudu saran özel bir çorap giyiyorsunuz. yapılacak bölgenin büyüklüğüne göre süre değişiyor, benim sanırım 40-45 dk. falan sürüyordu. Vakumlu bir cihazın sorunlu bölgelerinize bir çeşit emme-yoğurma hissi verdiği birtür masaj bu. İlk başlarda canımı yakıp morarmalara sebep olsada belli bir süre sonra alışmıştım. Özellikle lenf drenajı çok iyi sağladığından sanırım, benim selülitlerimde kesinlike çok güzel sonuçlar vermişti fakattt... yapılan bu sert masaj sayesinde yer yer kılcal damarlarım belirginleşip varis gibi çok kötü bir görüntü ortaya çıkardı. Sonradan öğrendiğim bir gerçeği sizlerlede paylaşıyorum. Evet masaj özellikle bir dolaşım bozukluğu hastalığı (herkes kabul etmesede bence bu bir cilt hastalığı) olan selülitlere çok çok çok iyi geliyor fakat bilinçsiz yapılan sert masajlarda kılcal damarları patlatıp çok kötü bir görüntüye sebep olabiliyor neyazıkki..Bu seferde lazer tedavilerine bir yığın para dökmek zorunda kalıyorsunuz:( Amman diyim dikkat edin!

Burada önemli olan aslında masaj, bütçeniz el vermiyorsa özel kliniklerde lpg masajları vb. gitmenize gerek yok. Banyoda kullanacağınıız kabak lifi-yosun sabunu ikilisinden sonra, herhangi bir selülit kremiyle yapacağınız dairesel hareketlerle aşağıdan yukarıya doğru sert olmayan bir masajda, drenaj etkisi sağlayacak ve belli bir süre sonra selülit nedeniyle oluşan o çirkin görüntüyü hafifleteceksiniz  Tabiki, yeme/içme/spor alışkanlıklarıyla birlikte. Ne yazıkki hep söylediğim gibi yaşam biçimimizi değiştirmeden yapacağımız hiçbirşey işe yaramayacağı gibi, hersene bu sorunumuz artarak devam eder.. (Örnek ben)
Bu günlük bukadar.. Yarın kullandığım birkaç selülit kreminden bahsetmek istiyorum sizlere, şimdilik hoşçakalın;)

Sevgiler..

SELÜLİTLERLE MÜCADELE DOSYASI (MEZOTERAPİ)

MEZOTERAPİ DENEYİMLERİM..

Bu sabah yağmur yok, güneş azda olsa yüzünü göstyeriyor bizlere çok şükür:) Güneş benim motivasyon kaynağım, o olmayınca ben mutsuz oluyorum, o yüzden buradan hergün havanın soğuk, karanlık, yağmurlu olduğuyla ilgili sitemlerimi yada yazı nekadar çok özlediğimi belirten cümlerimi görmeniz mümkün:)

Ben yavaş yavaş yaz moduna geçip, diyet/spor vs. bişeyler yapmaya başladım.Hayatım boyunca hiç bir zaman tastamam düzenli bir diyet yapmadım, yapamam. Ben sıkılıp çabuk pes ediyorum öyle diyet listelerine bağlı yaşayamıyorum Malesef hastalık derecesinde çikolataya düşkünlüğüm var:( Tatlı krizlerimin önüne geçmek hiçde kolay olmuyor :(. Yemediğim zaman çok mutsuz oluyorum neyazıkki:( Sizlerde benim gibi pazartesi diyete başlayıp, çarşamba bırakanlardansanız size bir tavsiyem olacak. Ben böyle yapıyorum ve çok memnunum hiç değilse istikrarlı oluyorum bu şekilde yavaşda kilo versem. Hayatınızdan herşeyi bir anda çıkarmayın. Önce ekmeği kesin mesela, herzaman yediğinizin yarısı kadar yiyin, bir süre sonra sabahları yiyin sadece 2 dilim yeterli çünki. Benim gibi tatlı hastasıysanız, çayınızı kahvenizi şekersiz için ki tatlı yada çikolata yemek için biraz yüzünüz olsun;) Sonraları haftada 1-2 sütlü tatlılara geçiş yaparsınız. Ara öğünleriniz olsun mutlaka, ben en çok light yoğurdun içine salatlalık dilimleyip yemeyi seviyorum:) biraz badem, kuru kayısı, bir elma, kepekli bir bisküvi vs. yiyin aralarda böylece ana öğünlere çok acıkmış olarak girmezsiniz;)Yani işin özeti size kilo aldıran alışkanlıklarınızı birden değil, yavaş yavaş çıkarın hayatınızdan.. Birde bol su için, bu şart evet zor oluyor alışkanlık edinemeyenlerimiz için ama bu şart! Su içmeden olmuyor. Vucuttaki ödemi atmak için (ki selülit probleminiz varsa mutlaka ödemde vardır) bitki çayları tüketin, çiğ maydanoz yiyin mutlaka!

Gelelim bu günki konumuza, mezoterapiye..

Mezoterapi çeşitli ilaçların minik iğneler yoluyla cilt altına verilerek oradaki yağları, ödemi çözüp atmaya yarayan bir tedavi şekli. Bunu özel klinik ve hastanelerde doktorlar uygulamaktadır. Bilinen hiçbir yanetkisi yok.Uygulama alanı oldukça geniş olan mezoterapi, bölgesel yağlardan selülitlerden kurtulmak için çözüm yollarından biri.İncecik iğnelerle deri altına enjekte edilen mezoterapi ilaçları bana göre oldukça acı veren bir işlem. Uygulama alanının büyüklüğüne göre 10-30 dk. arası süren bu işlemde ben iğnelerin her batışıyla ağlamamak için yerimde zor duruyordum :) Eğer benim gibi şanssız bir cildiniz varsa (beyaz ve fazla hassas) öbek öbek morarmalarada katlanmak zorundasınız. Ben toplam 10 seans aldığım mezoterapi seanslarımı 8 seansını tamamladım. yaklaşık 2 aydırda son 2 seansa gitmemek için direniyorum nedense.
Gelelim yorumlarıma;
8 seansın sonunda basen bölgesinde 5 cm, üst bacak çevresinde 4 cm lik bir incelme gerçekleşti. Evet çok fazla değil çünki ben yediklerime malesef hiç dikkat etmedim. Okadar acı çekip üstüne yedim yani:( Sanırım kış olmasının verdiği rehavetten kaynaklandı bu. Yediğine- içtiğine dikkat edilelerek ve sporla takviye edilerek alınırsa mezoterapi seansları,  kesinlik incecik olursunuz bu garanti. Ammaaaa... selülitlerine bir faydası oldumu derseniz, işte o hüsran benim için :( Evet sadece o iğnelerle inceldim, bir beden küçüldüm ama selülitlerimde hiçbir fark olmadı. Aslında ben bir yakınımın ( bariz selülitleri vardı) mezoterapiyle selülitlerinden tamamen kurtulduğuna şahit olmuştum. Bende düzelme olmadı arkadaşlar:( Bukadar inatçı selülitlere sahibim neyazıkki. Ailemizin kadınlarında (annem/anneannem) dolaşım bozukluğu problemi var, varis,aşırı derecede selülit vs. Yani bizde genetik malesef:(

Bu günlük bukadar, bu konuyla ilgili yazılarımın devamı gelicek. Güzel geçecek bir gün olsun!
Sevgiler..


16 Nisan 2013 Salı

SELÜLİTLERLE MÜCADELE DOSYASI


 1-YOSUN SABUNU VE KABAK LİFİ

Kara kışın ne yazıkki geri döndüğü, soğuk, karanlık ve yağmurlu bir İstanbul sabahından günaydın herkese..
Her nekadar havalar bize baharı yaşatmasada gerçek olan şu ki yaza çok az bir zamanımız kaldı. Buda demek oluyorki, kilolar verilecek, spora başlanacak, selülit mücadeleri tekrardan hız kazanacak:)

Sizlerde benim gibi senelerdir selülitlerinizle mücadele halindeyseniz, bu illetten kurtulmanın hiçde öyle kolay olmadığını gayet iyi biliyorsunuz demektir. Yıllardır süren selülit savaşlarımda denemediğim ya çok az şey kalmıştır yada yoktur:) Bu konuda gayet deneyimli biri olarak, hazır yazada bukadar yaklaşmışken sizlere bir selülitle mücadele dosyası hazırlamak istedim. Bu dosyada tarafımca denenmiş birden çok selülit ile mücadele yöntemini sizlerle paylaşacağım. (hem işe yarayanları hem yaramayanları)

Bu günki postumuzun konusu yosun sabunu ve kabak lifi..

Hemen hemen her aktardan gayet ucuza satınalabileceğiniz bu ikili gerçekten düzenli kullanımda gayet başarılı iş görüyorlar. Uygulamasına gelince;

Duşta, her gün düzenli olarak, kabak lifiyle sorunlu bölgelerinize çok bastırıp cildinizi tahriş etmeden aşağıdan yukarıya doğru dairesel hareketlerle masaj yapıp, sonrasında yosun sabunuyla köpürtüp sorunlu bölgelere dairesel hareketlerle masaj yapmalsınız. Buradaki püf nokta "hergün düzenli bir şekilde" uygulamak. Bu yöntemi uygulamaya başladıktan yaklaşık 1 ay sonra sorunlu bölgelerinizdeki değişime hayretler içerisinde kalacağınızı garanti ediyorum:)


Unutmamız gereken en önemli şey arkadaşlar, bol su tüketmek. Günde 8 bardak suyu, su olarak mutlaka yudum yudum gün içerisinde tüketmeliyiz. Bunun dışında hepimizin bildiği gibi yeşil çay, mate çayı gibi bitki çayları ödemi vucuttan atmamızda bizlere çok yardımcı olur. Günde 2 fincanı geçmemek şartıyla bitki çaylarından da destek almalıyız. Selülitlerimizle mücadele ederken unutmamamız gerek bir diğer önemli şeyde, tatlıyı hayatımızdan çıkarmak olmalı. Çayımızı kahvemizi mutlaka şekersiz tüketmeli, asitli içeceklerden uzak durmalıyız. haftada bir-iki kez olmak koşuluyla sütlü masum tatlıları tüketmekte bir sakınca yok, ama bunun dışında tatlı isteğimizi kuru kayısı, kuru üzüm ve meyvelerden (abartmamak koşuluyla) karşılamalıyız.Ve ve ve en önemli şey spor.. Biliyorum bende dahil birçoğumuzun buna gerçekten vakti olmuyor. Ama en azından günlük aktivitelerimizi gerçekleştirirken daha çok hareket etmeyi deneyebiliriz. Asansör yerine merdiven çıkmak, otobüs,taksi, özel araçlarımızı kullanmak  yerine yürümek gibi.. Ender Saraçın günde sadece 10 dk.nızı ayırarak çok daha fit ve sıkı bir vucuda sahip olacağımızı gösteren egzersiz hareketlerininde gerçekten çok işe yaradığını söylemeliyim.

Selülit bir cilt hastalığıdır ve tedavisi mümkündür diyorlar, inanın bana eğer dönem dönem mücadelenizi sürdürüp sonra bırakırsanız hersene artarak oluşmaya devam ediyorlar. Ben bunun canlı bir örneğiyim neyazıkki:( Kararlı olup, burada paylaşacağım ve aslında hepimizin bildiği sağlıklı yeme-içme ve spor alışkanlıklarını yaşam rutinimiz haline getirmeliyiz.

Bu günlük bukadar, yeni bir selülitle mücadele silahının tavsiyesinde görüşmek üzere, şimdilik hoşça kalın..
Sevgiler..




15 Nisan 2013 Pazartesi

Flormar Matte Mono Eye Shadow ve Ecotools Fırça

Selam herkese, sorunsuz/sendromsuz bir hafta dileyerek başlamak istiyorum bu günki postuma..

Bu gün sizlere tanitip tavsiye edeceğim ürünler benim 7/24 vazgeçilmezim olan ikili, Flormar Matte far ve Ecotools far fırçası.

Renkli far kullanmayı sevmiyorum, çok özel gün ve gecelerde çok nadir kullanırım renkli farları. Aydınlık ve nude renklerden oluşan makyaj benim için ideal makyaj olmuştur herzaman. Günlük hayatımda kapatıcı, fondöten, far yada makyaj bazı kullanmıyorum. Günlük rutinim baz olarak kullandiğım, sürdüğüm anda kadifemsi kusursuz ve aydınlık bir etki bırakan Flormar Matte Mono ten rengi (cok açık) göz farı, siyah/murdum/bakir/gri yada kahve eyeliner-göz kalemi, allık, rimel ve mat bir rujdan oluşuyor.

Günlük makyajimda ,o gun giydiklerimle uyum yada kontrast oluşturmak istersem renkli farlar yerine renkli eyeliner yada goz kalemlerini tercih ediyorum. Flormarın bu farı gozlerimde inanilmaz guzel bir baz olusturuyor, kesinlikle kaliciligini gun boyu koruyor ve bu far sayesinde eyeliner yada o gun surdugum goz kalemimin akmasi minimuma inmiş oluyor. Sizlerinde günlük goz makyaji rutininizi eyeliner yada goz kalemleri olusturuyorsa mutlaka surmeden once mat renkli bir fari baz olarak goz kapaklariniza uygulayin derim;) Resimlerde farın elimin üzerindeki görüntüsünü görebilirsiniz..

Çok fazla makyaj fırçam yok fakat olanlar gercekten isime yariyor. Özellikle goz makyajinizi firca yardimiyla yaparsaniz hem çok daha dogal hem cok daha profesyonel bir goruntu yakalarsiniz. Ecotools markasının ürünleri %100 geri dönüşümlü doğa dostu ürünler. Bircok kozmetik magazindan set halinde alabileceginiz bu firca setleri gercek kaliteli ve iş görür ürünler. Uzun süredir kullaniyorum gerek firca killarinin dokulme yapmamasi gerek yumusakligiyla benim favorim, kesinlikle tavsiye ederim;)
Sevgiler..







11 Nisan 2013 Perşembe

Denim Ceketlere Farklı Bir Hava Katalım!

Merhabalar:) Ne güzel bir Cuma değil mi? :) haftanın bu son iş günüde su gibi akıp gitsin, hepimiz bol güneşli, güzel bir haftasonu geçirelim inş;)

Bu gün sizlerle birkaç küçük degisiklikle farklı bir hava kattiğım denim ceketlerimi paylasacağım;)
Biliyorsunuz, denim ceketler baharın kurtaricı parçalarındandır ve kulpları değişsede modası asla geçmez. Böyle zamansız parçalar hepimizin dolabinda mutlaka vardır. Belki uzun süredir deri ceketlerimizi giymekten onlara sıra bile gelmemiştir. Yapacağınız birkaç küçük değişiklikle denim ceketlerinize farklı bir hava katabilir, sezon trendlerinize uyarlayabilirsiniz;)

Bunlar benim farklilastirdigim denim ceketlerimden sadece ikisi;) İki renkli ceketimde daha yapacagim degisiklikler var, bitince mutlaka onlarida sizlerle paylasacagim. Aksesuar malzemeleri satan küçük bir dukkandan aldiğim bu zincir ve kuru kafa detayli apoletleri buz mavisi ceketimin omuzlarina diktim. Zımba detaylı ayakkabı ( merak edenler buradan bakabilir) yapimindan elimde kalan dikilebilen zimbalarlada füme ceketime farklı bir tarz kattim. Yeni hali oldukça hoşuma gitti, siz ne dersiniz?
Umarım fikir verebilmisimdir..
Sevgiler..







10 Nisan 2013 Çarşamba

Converse modifiye 2, Taşlı Ayakkabı Yapımı

Günaydın:)
Daha önce biliyorsunuz (bilmeyenler buradan bakabilir) beyaz converslerimizi, Miu Miu nun simli, taşlı s eakerlarından esinlerek bambaşka bir havaya büründürmüştüm. Dünde siyah converse tarzı spor ayakkabılarımı, taki-aksesuar malzemeleri satan bir dükkandan aldığım taşlarla süsledim ;) Cap toe (burun detaylı) ayakkabı trendine spor ayakkabılarımıda uydurdurdum diyelim;) Eger sizlerde yapmak isterseniz;

Ben yapıştırmak kolay olsun diye altları düz, ütüyle yapışan taşlardan aldım, fakat neyazikki daha küçük boyu yoktu. Kesinlikle siz daha küçük boyunu kullanin çok daha şık olacaktir;) Hatta bulabilirseniz gerçek kristal taş kullanın..
Yapıştırmak içinde silikon tabancasi, yada kuvvetli bir yapıştırıcı kullanabilirsiniz. Gerisi  sizin yaratıcılığınıza kalmış..
Bunlar benim yaptıklarım, esinlenin diye sizinlede paylaşıyorum;) Umarım begenirsiniz;)
Herkese şimdiden kolay gelsin
Sevgiler





9 Nisan 2013 Salı

Bu Gün Ne Giydim, Today Look!

Herkese günaydınlarrr:) Nihayet bu sabah yağmur yok, hava soğukta olsa güneşli. İçimizi sıkan, kasvetli karanlık sabahlardan bunaldık iyice.. Lütfen yaz gelsin artık..
Dantelleri, fistoları, ekru rengi, kalp detaylı romantik giysileri çok seviyorum. Romantik detaylar bu sene cok trend oldugu içinde ayrica çok mutluyum:)

Gelelim bu gün ne giydiğime;
Bu günün benim favorim, Bershka'da görür gormez vurulup aldığım ayakkabılarım. Benim ruyalarimi susleyen Valentino'nun bir benzeri olusu tabiki onu gorur gormez aşık oluşumun ilk sebebiydi:) Artık bire bir benzerleri Butigoda ve Nursacede de var, benim gibi hastası olanlara duyrulur;)
Kolları ve sırtı tül detaylı ince triko kazak, Trendyol
Pantalon, Koton
Ayakkabilar, Bershka
Çanta, Şişli'de bir çanta mağazasından
Aksesuarlar, geçen yaz Didim'den
Umarım beğenmişsinizdir..
Sevgiler..










4 Nisan 2013 Perşembe

Bu Gün Ne Giydim, Today Look!

Günaydınnnn ve hayırlı Cumalar:) Aylardan Nisan, mevsimlerden bahar, gunlerden Cuma olunca değmeyin keyfime.. Ayrica dün aldığım güzel bir sağlık haberinden sonra bugün keyfim katmerli:) Herkese simdiden bomba gibi geçecek bir haftasonu diliyorum...


Bu gün Oxxoda görür görmez bayıldığım, erenkleri, deseni, ve kumasiyla (saten gibi) beni al diyen floral desenli taytımı, Stradivarius denim gömleğimi, Bershka ekru renkli ceketimi giydim ,Mango nude renkli ayakkabilarim ve Charles&Keith petrol mavisi deri çantamla da kombinimi tamamladım. Ben renkli giyindigim günler ekstra mutlu hissediyorum, umarım sizlerde beğenmişsinizdir..
Sevgiler









2 Nisan 2013 Salı

Bu Gün Ne Giydim, Today Look!

Günaydın:) Bu sabah uyanipta camdan dışarı baktığımda heryerin çamur içinde olduğunu gördüm. Camlar arabalar heryer çamurla kaplanmıştı, nasıl bir yağmurdur bu anlayamadım. Güneş bize bir gün ceee diyor ertesi gün hava serin, yağmurlu oluyor hep malesef:( Benim gibi sıcak seven, yaz aşığı biri olarak son derece mutsuzluk kaynağı bu havalar:( Yaz gelsin artık cok özledimmm..

Bu günün hit parçası Mango leopar desenli ince kürklü ceketim (ceket-trenckot-kaban, ne desem bilemiyorum aslında:) Mevsim geçişleri icin ideal kaban deseniz değil, ceket deseniz kalın, trençkot deseniz incecikte olsa kürklü bir kumaş .Ama çok severek giyiyorum eşimin hediyesi:) Krem önü kısa, arkası uzun ince trikom Trendyol ganimetlerinden:) Skinny jeanim Bershka, çok severek aldım kendilerini, ah birde, bir beden küçüğünün içine girebilseydim:( Deri-suet karisimi dolgu topuk botlarim Bershka, Çantam Koton (birkac sene oncesine ait) Yüzükler Eminonu ziyaretinden. Trendyoldan çok severek aldığım bu kolyemide ilk kez kullanmış oldum bugün:)
Sizde benim gibi incecik ve rengarenk giysilerinizi, sandaletlerinizi özlediniz mi?
Sevgiler..











1 Nisan 2013 Pazartesi

Bu Gün Ne Giydim, Today Look!

Günaydın arkadaşlar:) Güzel bir gün değil mi? Güneşle uyanmak gibisi yok, hernekadar sabahın 7 sinde uyanmak zorunda olsanız bile;)

Bu gün, sezonun hitlerinden olan siyah/beyaz trendine uygun bir ceket var üzerimde. Ben bu trendi çok sevdim, hangi mağazaya girsem elim hep siyah/beyaz çizgili şeylere gidiyor:) Neon renklerde geçen yaz olduğu gibi, yine bu yaza da damgasını vuracak, hernekadar hoşlanmasamda magazalarda bolca karşılaşınca birkaç parça almadan duramadım. Çok yoğun kullanmayı sevmiyorum, üzerimde en fazla bir bluz yada aksesuarla eşlik edecek bu renkler bana;) Siz ne dersiniz, neon renklerle aranız nasıl? Merak ettim doğrusu:)
Sevgiler..

Siyah/beyaz çizgili ceket, Koton
Sarı saten bluz, Koton
Neon sarı kolye, Koton
Ayakkabılar, Bershka
Portföy çanta, Mango
Bileklik ve yüzükler, Stradivarius-Ortaköy